Sosyal Medya

Makale

Ortadoğu’yu Ancak Ortadoğulu Gibi Düşünmeyenler Dizayn Edebilir

30 yıldır OrtadoÄŸu’nun yeniden dizayn ve pay edilmesinin kavgası var.

Bugün Suriye ve Irak’ta 20’den fazla ülkeye ait silahlı unsurların bulunması kavganın/çekiÅŸmenin boyutunu ortaya koymaktadır.

Bu çekişmede ABD, Rusya, İngiltere gibi büyük emperyalist devletlerle beraber Türkiye, İran, Arabistan gibi bölge ülkeleri var. Hatta kendi çapında ağırlığı olan Aşiretlerin bile yeni dizaynda bir pay kapma hesabı var.

İç içe geçmiş yüzlerce hesabın olduğu bir yerde tek bir tarafın arzusunun tamamına ulaşması imkânsız gibi bir şey. Mecburen güçlerin birbiriyle karmaşık bir ittifak ve çatışma içinde olması gerekiyor. Bir noktada çatışan güçlerin başka bir noktada ittifak kurmalarının sebebi bu yüzdendir.

Böyle devasa bir kavga ortamında OrtadoÄŸu’da yeni bir dizayn oluÅŸumu kaçınılmaz olacaktır. Çünkü herkes kendi hesabına göre OrtadoÄŸu’yu tasarlama derdinde.

Ama görünen o ki Ortadoğu ülkelerinden hiç birinin kendi emeline ulaşması pek mümkün gözükmüyor (İran bundan istisna olabilir).

Çünkü Ortadoğu tipli düşünme şekli ve vizyonu Batıyı/Batılıyı yenecek düzeyde/şekilde değil.

Ortadoğu insanı çok hırslıdır ve bu hırsı mantığına galip geliyor.

Sabırsızdır. Bu sabırsızlığı uzun vadeli plan/program yapmasını engelliyor. Bu yüzden hesapları günü birliktir. Planları tek tiptir; alternatif planları yoktur.

Tepkiseldir. Olaylar anında duygusal tepkileri çok fazla olduğu için serin düşünme kabiliyetleri azalır ve daha sonra mantıklı düşünmeye başlasa bile ilk anda verdiği tepkiler nedeniyle çoğu zaman geri adım atmakta sıkıntılar yaşar.

Duygularını abartır. Dostlukları da düşmanlıkları da abartılıdır. Sevgi veya öfke gözünü kör eder. Sevdiğinin eksiklerini, hatalarını görmek istemez; öfkelendiği kişinin de güzel hasletlerini göremez. Bu nedenle ilişkilerinde sıklıkla pişmanlıklar ve sancılar yaşar.

Aşırı gururludur. Toplum içinde gururu incinmesin diye hatasını kabullenmez, bile bile hatasında ısrar eder.

Dini duyguları güçlüdür. Dini duyguları birçok iÅŸte motivasyonunu ve umudunu artırır lakin uygulamada zor iÅŸlerini/beklentilerini Allah’a veya Allah’ın göndereceÄŸi bir kurtarıcıya havale eder. Toplum yararına yaptığı/yapacağı iÅŸte hep bir mucize/ilahi bir el bekler.

Bencilliği had safhada da olsa Batılı insan duygularını gizlemeyi/kontrol etmeyi bilir. Dostluklarını da düşmanlıklarını da abartmaz. Ölçüsü çıkarıdır; çıkarı için düşmanlıklarından da dostluklarından çabucak vazgeçebilir.

Sabırlı ve hesaplıdır. Uzun vadeli hesapları vardır ve bir akamete uğraması ihtimaline karşı her hesabın alternatif planları vardır.

Dini duyguları yoktur veya zayıftır. İlahi bir güçten beklentisi olmadığı için tek umudu kendi çabasıdır. Realisttir, mucizevari şeylere inanmaz inandığı tek şey kendi çabasıdır.

Bu düşünsel ve fiilsel farklıklardan dolayı 150 yıldır OrtadoÄŸu’nun gidiÅŸatını Batı belirliyor.

OrtadoÄŸu insanın duygusallığını/insani yönünü, dindarlığını seviyor ve önemsiyorum. Sıkıntılı ve yanlış olan kısım duygularını abartması ve inancının arkasına sığınarak tembellik etmesidir. Ä°lahi güce güvenmek/dayanmak güzeldir ama Sünnetüllah’ı unutacak kadar dindarlığını minnet görmek yanlıştır.

Ortadoğu insanı, kendi bölgesinin dizaynına kendisi karar vermek istiyorsa fert bazında olmasa da kurumsal/devlet bazda söz konusu düşünme ve davranma şekline son vermesi gerekir. Yoksa daha uzun süre Batının belirlediği/istediği şekilde gideriz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.